Öğretmen açığının kapanmasından, atamalara kadar çok önemli konulara dikkat çeken Okumuş ile Deliçakar’ın röportajı ise şu şekilde kaydedildi:

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Ömer Okumuş, malumunuz 2016-2017 eğitim öğretim yılına merhaba dedik. 15 Temmuz’da ülkemize karşı yapılan hain FETÖ kalkışmasının ardından kamuda gerçekleşen temizlik operasyonlarının başında bildiğiniz gibi Milli Eğitim başı çekiyor. Öğretmen açıklarının süratle kapanması için hükümetin size göre ne yapması gerekiyor?

Ömer OKUMUŞ: 2016-2017 eğitim-öğretim yılı 1Eylül 2016 Perşembe günü başladı.1-9 Eylül 2016 tarihleri arasında öğretmenler mesleki çalışmalar kapsamında seminere tabi tutulacaklar. Öğretmenler mesleki çalışmalarla ilgili semineri isteği ilde alabiliyor.9 günlük Kurban Bayramı tatilinden sonra 19 Eylül 2016 Pazartesi günü okullarımız açılacak.

Okullarımızın açılmasına kısa bir süre kalmasına rağmen hala öğretmen eksiğimiz bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye genelinde 70000 civarında öğretmen ihtiyacı olduğunu ifade etmektedir. Bize göre bu sayı 100000’in üstündedir. Üstelik emekli olanlar ve 1 Eylül 2016 tarihinde 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle memuriyetten çıkarılanlar (28163 kişi) bu sayıya dahil değildir. 

2015-2016 eğitim-öğretim yılında Türkiye genelinde 89000 ücretli öğretmen çalıştığı göz önünde bulundurulursa bugün itibarıyla 130000 öğretmene ihtiyaç olduğu net olarak görülmektedir.Milli Eğitim Bakanlığı 15000 sözleşmeli öğretmen alımı için çalışma yapmaktadır. Ancak geri kalan 115000 açığın nasıl kapatılacağı, öğretmen ihtiyacı giderilmeden okulların nasıl açılıp eğitim-öğretim yapılacağı büyük bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. 

Yıllardan beri öğretmen ihtiyacına dikkat çekmekteyiz. Ancak mali imkansızlıklar gerekçe gösterilerek öğretmen alımı yapılmaması geçerli bir mazeret olamaz. Devletin asli görevlerinden biri 12 yıllık zorunlu eğitimin tüm ihtiyaçlarını karşılamaktır. Fakat görülen o ki yapılan uygulamalar bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Derhal ihtiyaç oranında öğretmen alımının gerçekleştirilmesi gerekir. Eğitim gibi zorunlu bir durumun mazeretlerle geçiştirilmesi kabul edilemez. 

Şafak DELİÇAKAR: Bu durumda sözleşmeli ve ücretli öğretmen çalıştırılması düşüncelerine nasıl bakıyorsunuz?

Ömer OKUMUŞ: Yıllardan beri Türk Eğitim-Sen olarak sözleşmeli ve ücretli öğretmen çalıştırmanın karşısında durduk. 2011 yılında verdiğimiz mücadelenin karşılığı olarak sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını kaldırtırdık. Ancak bugün yine sözleşmeli öğretmen alımı gerçekleştiriliyor. Üstelik bu alım sınavla değil mülakatla yapılıyor. Mülakatla aldıkları liyakatsiz, yandaş idarecilerle geldiğimiz nokta ortada. Eğitimin sorunları iş bilmeyen yandaşlar yüzünden sürekli artıyor ve nerdeyse sorun içinden çıkılmaz bir hale gelmiş durumdadır. 

Ücretli öğretmenlik emeğin ucuza satın alınması anlamına gelmektedir. Bir kadrolu öğretmen yerine 3 ücretli öğretmen alırız gibi ticari mantıkla yapılan uygulama kar-zarar denklemi içinde eğitim-öğretimi zora sokmaktadır. 

Ücretli öğretmen olarak alınan arkadaşlarımızın bir kısmının öğretmenlikle ilgili bölümlerden dahi mezun olmadığı göz önüne alınırsa sorunun ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılır kanaatindeyim. Eğitim-öğretim süreklilik gerektiren bir alandır. Geçici çözümler sürekliliği yok etmekte ve eğitime zarar vermektedir.

Şafak DELİÇAKAR: Müdür, Müdür Baş Yardımcılığı ve Müdür Yardımcılığı Görevlendirmeleri size göre nasıl yapılmalı?

Ömer OKUMUŞ: 2014 yılında müdürlerle ilgili kurulan eleme komisyonları marifetiyle binlerce müdür haksız yere görevden alınmıştır. Mahkemelerde davaları kazanmamıza rağmen müdür arkadaşlarımız görevlerine iade edilmemiştir. Müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları da bu süreçte mülakatla seçilen yandaş müdürler tarafından elenmiş ve mağdur edilmiştir. Geldiğimiz noktada müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı için sınav yapılmış ve sınava dayalı atama sistemine geri dönülmüştür. 

Oysa geçmişte sınavla bu görevlere atananların hakkının gasp edildiği gerçeği ortadadır. Derhal mahkeme kazanan ve haksız yere görevden alınan müdür, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları görevlerine iade edilmeli ve mağduriyetler giderilmelidir. Ayrıca mülakat komisyonlarının talimatla puan verilerek atanan müdürlerin ve mülakat komisyonlarının yaptığı tüm işlemler incelenmelidir. 100 tam puan verilen fakat basılı yayınına ulaşamadıklarımızın da hangi kriterleri göz önünde bulundurularak bu puanları aldıkları incelenmeli ve hesabı sorulmalıdır. 

Liyakatin gözetilmediği bir yerde başarı ve huzurun olamayacağı ne yazık yaşadığımız süreç hepimize göstermiştir. 

Şafak DELİÇAKAR: 672 sayılı kanun hükmünde kararnameyle memuriyetten çıkarılanlar var. Bu konuda ki düşünceleriniz nelerdir?

Ömer OKUMUŞ: 15 Temmuz darbe kalkışması sonrasında devlet memurlarından açığa alınanlar oldu. Açığa alma işlemi sürecinden sonra 1 Eylül 2016 tarihinde 672 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığından 28163 kişi memuriyetten çıkartıldı. Bu yapılan işlemle ilgili yeterli incelemenin yapılmadığı kanaatindeyim. Zira ifadesi bile alınmadan yapılan bu işlem telafisi olmayan mağduriyetlere sebebiyet verebilir. Yargı süreci ciddi bir inceleme yapılarak tamamlanmalı ve tabiri caizse kurunun yanında yaşların da yanması- engellenmelidir. Her dönemde menfaat peşinde koşanlar olmuştur, menfaat temin edenler de olmuştur. Menfaat temin edenler değil de kapıdan geçenler cezalandırılırsa bu ahlaki olmaz. Bu süreç tamamlandığında umarım ki suçsuz olanlar, suça karışmayanlar da cezalandırılmaz. 

Şafak DELİÇAKAR: Son olarak 15 Temmuz süreci ile alakalı olarak neler diyeceksiniz?

Ömer OKUMUŞ: 15 Temmuz’da ülke olarak çok büyük bir imtihan verdik. Türk Milletinin düşmanları her dönemde olduğu gibi bugünde terör örgütleri vasıtasıyla ülkemizi karıştırmak ve bölmek için uğraş vermektedir. Bu gerçekler göz önünde bulundurularak millet olarak birlikteliğimizi sağlamlaştırmamız şart. Bu ülke Türk’ün öz vatanıdır. Yalnızca sınırlarımız içinde yaşayanların değil tüm dünyadaki Türk kardeşlerimizin ve mazlum milletlerin vatanı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar var olacaktır.  

Bu vesileyle 2016-2017 eğitim-öğretim yılının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve hükümetin yaşanan olağanüstü süreçle ilgili çok hızlı çözüm üretmesini, çocuklarımızın öğretmensiz bırakılmaması için çözüm üretmesini bekliyoruz.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Okumuş, bir eğitim-öğretim yılının arifesinde tekrar gazetemizin haftanın röportajı sayfasına konuk olduğunuz için şahsım ve okurlarımız adına teşekkür ediyor, yeni eğitim-öğretim yılında başarılarınızın devamını diliyorum.

Ömer OKUMUŞ: Sayın Deliçakar, bende Ordu Yeni Haber Gazetesinin bu etkin sayfasında okurlarınızla buluşturma imkanı sağladığınız için size ve Ordu Yeni Haber ailesine şükranlarımı sunuyor, bu dönemde de bütün eğitim çalışlarımızla birlikte öğrencilerimize de başarılı bir yıl diliyorum

(HABER MERKEZİ)