HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Transfer Ogezi Transfer Trabzon Havalimanı Tranfer
17 Temmuz 2017 Pazartesi Saat: 09:29

TEMİZ; “15 TEMMUZ İHANETLERİN EN BÜYÜĞÜDÜR”

Saadet Partisi (SP) Ordu İl Başkanı Erkan Temiz, 15 Temmuz darbe girişimi, son dönemde karşı karşıya kaldığımız ihanetlerin en büyüğü ve en acımasız olanı olduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında açıklama ya
TEMİZ; “15 TEMMUZ İHANETLERİN EN BÜYÜĞÜDÜR”

Saadet Partisi (SP) Ordu İl Başkanı Erkan Temiz, 15 Temmuz darbe girişimi, son dönemde karşı karşıya kaldığımız ihanetlerin en büyüğü ve en acımasız olanı olduğunu söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında açıklama yapan Temiz; “15 Temmuz gecesi milletimiz sadece bir darbe girişimini önlememiş, kendisine vurulmak istenen prangaları kırıp parçalamıştır. Bağımsızlığına ve iradesine konulmak istenen ipoteği engelleyip tarihin çöplüğüne atmıştır.

15 Temmuz’un birinci yılında, bu alçak girişime karşı tarihte emsali görülmemiş bir kararlılıkla karşı koyan aziz milletimize şükranlarımızı sunuyor, binlerce yaralı ve hayatını kayb eden 249 vatandaşımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Saadet Partisi teşkilatları olarak tüm Türkiye'de hayatını kayb etmiş olan vatandaşlarımıza Hatim indrip hediye edilecektir” dedi.

15 TEMMUZ “YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE” İÇİN BİR UMUTTUR

15 Temmuz, iç ve dış ihanet şebekelerine rağmen, bu milletin sahip olduğu iman ateşinin hiçbir zaman söndürülemeyeceğini göstermiştir diyen Temiz, şöyle devam etti; “Ancak bu umudu zinde ve sürekli tutmak, şarkılarla, marşlarla, sloganlarla, kutlamalarla değil, 15 Temmuz’dan ders çıkarmakla mümkün olacaktır. Hiç şüphesiz ki, darbeye teşebbüs eden, kanlı fetö cunta hareketinin içinde yer alan, Milletine kurşun sıkan, Meclisine bomba atan canilerden hesap sorulacak ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır.

Ancak bu süreçte asıl önemli olan; Türkiye’de, bir daha bırakın darbe yapmayı, hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki, siyasi, ekonomik ve kurumsal dönüşümleri gerçekleştirmek olmalıdır. Darbelere sebep olan iç ve dış mihraklara karşı gerekli tedbirleri almaktır” diye konuştu.

DARBELER ABD VE SİYONİZMİN İŞİDİR

Darbelerin genelde ABD ve Siyonizmin işi olduğuna da dikkat çeken Temiz; “Darbeler, genelde gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Başta Abd olmak üzere, Batılı ülkeler ve Siyonizim, gelişmekte olan ülkeleri tamamıyla kontrolleri altına almak, her yönüyle sömürmek, yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını uluslararası şirketlerine peşkeş çekecek zemini oluşturmak ve kanunları çıkartmak için, kukla olarak kullanacağı hain kişi ve ihanet şebekelerine darbe yaptırmaktadırlar. Abd, ilgili olduğu ülkelerdeki gelişmelerin kontrolden çıkmasını istemiyor.

ABD'nin politik ideolojisinin belirlemesinde söz sahibi ve Latin Amerikan Uzmanı olan Robert Pastor'un ortaya koyduğu çerçeve tüm darbelerin arkasında Abd'nin olduğunu gösteriyor. “Bu ülkelerin istediklerini yapmaları ve bağımsız olmaları Abd'nin çıkarlarına zarar vermeyecek oranında olmalıdır. Bu ülkelerin bağımsızlıkları ve tercihlerine bizim çıkarlarımızla uyuştuğu sürece müsaade etmeliyiz. Bu tercihlerini doğru bulmadığımız bir yönde kullanacak olurlarsa o zaman doğal olarak bizim meşru müdafaya geçme hakkımız doğar” demektedir. Yani hangi ülkede olursa olsun Abd çıkarları tehlikeye girerse, orada güç kullanarak “darbe yapmak veya işgal etmek” Abd'nin doğal meşru müdafaa hakkı olarak görüyor. Bu görüş, ABD'nin dış politikadaki ana çerçevesini oluşturuyor. Bizim gibi, darbelerle meşhur olan Lübnan’da gazeteci olan İbrahim Musevi de “Abd'de neden hiç bir zaman darbe olmaz? Sorusuna “Çünkü orada darbeleri planlayacak bir Amerikan elçiliği yoktur.” diyerek, bütün darbe planlarının Abd elçiliklerinde yapıldığını söylemiştir” ifadelerini kullandı.

KONUŞMAKLA DEĞİL TEDBİR ALMAKLA DARBELER ÖNLENİR

Tedbirin elden bırakılmamasının da altını önemle çizen Temiz; “Ülkemizde bugüne kadar, engellenenleri saymasak 6 tane darbe yapılmıştır. Bu gibi darbelere maruz kalmamak için, topraklarımız üzerindeki yabancı üsleri kaldırmamız, yerli üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmamız ve inanç değerlerimiz etrafında kenetlenerek birlik ve beraberliğimizi sağlamış olmalıyız.

Bunu sağlamadığımız, topraklarımızda İncirlik ve diğer Abd üsleri var olduğu sürece darbelerden kurtulmamız mümkün olmayacaktır. 15 Temmuz darbesinde yaşananlar göstermiştir ki, darbelerin ana üssü, ABD elçilikleri ve İncirlik Hava üssüdür. Fetö terör örgütü liderini besleyip korumakla desteği açıkça görüldüğü gibi, darbelerin arkasında olan Abd, Siyonizm ve diğer Batılı haçlı ittifakı ülkelerle dostluk ve stratejik ortaklıklar kurarak, darbelere engel olmamız mümkün değildir. Dolaysıyla, İslam Birliğini oluşturulması ve Abd elçilik ve üslerinin ciddi olarak takip edilmesi gerekir. 10 MADDELİK ÖNERİ

Bir daha 12 Eylül’ler, 28 Şubatlar ve 15 Temmuzların yaşanmaması için, 1- 15 Temmuz gecesi milletimizin ortaya koyduğu Milli İrade, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği bir milli istişare sürecine dönüştürülmelidir.

2- Devlet yapılanmasında yandaşlık değil, ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır.

3- Türkiye geçmişte, üzerinde yeterince düşünülmeden çıkarılan kanuni düzenlemelerden çok çekmiştir. Uyum yasalarında parti kaygısıyla değil, ülke kaygısıyla hareket edilmeli tek ölçüt; Milli İradenin güçlendirilmesi olmalıdır.

4- OHAL kararnamelerin çıkarılması ve uygulanmasında azami titizlik gösterilmeli OHAL, olağan hale dönüştürülmemelidir.

5- Bu süreçte suçsuz ve masum insanların zarar görmesi engellenmelidir. FETÖ ile mücadele özünden saptırılmamalı, hele hele muhalefeti susturma çabasına dönüştürülmemelidir.

6- Kukla ile uğraşırken, kuklacı unutulmamalıdır. Bu hain kalkışmanın ardındaki karanlık mihraklara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.

7- Türkiye batılı ülkeler tarafından siyasi ve psikolojik kuşatma altına alınmaya çalışılmaktadır. Terör örgütlerine kucak açan ülkelerin, Bakanlarımıza hatta Cumhurbaşkanımıza ambargo koyması bunun bir parçasıdır. Bu kuşatmayı kutuplaşarak değil birlik ve beraberliğimizi güçlendirerek aşabileceğimiz unutulmamalıdır.

8- Dış politika, topyekûn yepyeni bir anlayış ile ele alınmalıdır. İslam ülkeleri ve komşu ülkelerle ilişkiler güvenlik başta olmak üzere dostluk ve işbirliği zemininde yeniden dizayn edilmelidir.

9- Yaşadığımız coğrafya güçlü bir orduyu zorunlu kılmaktadır. Bu süreçte fetöcü cunta zihniyeti ile mücadele ederken, ordunun kurumsal kimliği yıpratılmamalıdır. Vatan hainleri ile vatanseverlerin ayrımı iyi yapılmalıdır.

10- Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, darbe geleneği ile milli gelir arasında doğrudan bir bağlantı vardır: Milli gelirin düşük, adil paylaşımın bozuk olduğu ülkeler, darbe girişimlerine daha çok muhatap olmaktadır. Bu yüzden acilen tüketim ekonomisinden-üretim ekonomisine geçilmeli, adil gelir dağılımı sağlanmalıdır. Türkiye’nin 81 ilinde üretim ve kalkınma seferberliği başlatılmalıdır. Darbelerin yaşanmadığı, kutuplaşma yerine birlik ve beraberliğin hakim olduğu, iç ve dış mihraklara fırsat verilmediği bir gelecek temennisiyle saygılar sunuyorum” şeklinde konuştu. (Ordu Yeni Haber)


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız